Geçenlerde eski bir fotoğraf beni saatlerce masamın başında amansızca düşündürdü.
Geldik, bu yalan dünyaya, yaşıyoruz ve öleceğiz üçgeni film şeridi gibi geçti hafızamdan. Enteresandır ki hayat çok kısa ve acımasız.
Kader ise belirsiz;
Şimdi Kıymetli okuyucularım sizlerden bu yazıyı okuduktan sonra yaşınız kaç olursa olsun önemli değil şöyle hafızalarınızdan geçmişinize dönmenizi rica ediyorum.
Yaşadıklarınız tabiri caiz ise film şeridi gibi bir canlansın, gözünüzün önünde uzun lafın kısası geçmişe bir yolculuk yapınız. Yapınız ki bu dünya telaşında geçip giden ömrünüze ilerleyen dönemde yön veresiniz. Yön verin ki geçmişte yaptığınız veya yaptığımız hataları bir daha yapmayalım. Yapmayalım ki mutlu huzurlu olalım.
Evet; köşe yazımın başlığında olduğu gibi sil baştan başlamak gerek bazen diyerek geçmişe bir sünger çekelim ve yeniden başlayalım hayata, sanki yeni doğmuş bir bebek kadar masum ve günahsız olalım.
Bir tövbe dileyelim Yaratıcıdan.
Tövbeler tövbesi ki bütün geçmişimiz af ola, öyle içten dileyelim ki tövbemiz kabul ola.
Yüce Mevla hangi kulu ondan af dilemişte af etmemiştir. O ki merhametli, O ki bağışlayıcı, O ki derdi olan her kulunun yanında yeter ki tam bir teslimiyet ile yalvaralım ona.
Ve her dakika gelecekte artık dikkatli hareket etmeyi planlayalım çünkü ölüm bize çok yakın nerede ne zaman ve nasıl geleceği belli olmayan ansızın kapımızı çalacak olan bir gerçek.
O yüzden Sil Baştan Başlamak Gerek Bazen