Ahmet Özen'in açıklamasına şu şekilde;

Ülkemizdeki eğitim maalesef 15 yıllık ak parti döneminde de sorun olmaktan çıkarılamamıştır. Yıllarca tarih okuyup geçmişini bilmeyen, coğrafya okuduğu halde yaşadığı coğrafyadan habersiz, Türkçe ve edebiyat derslerine rağmen iki satır cümle yazamayan, mütefekkirlerimizi okumaktan ve anlamaktan aciz bir gençliğin milli bir eğitimden geçtiği söylenemez. Okudukça cahilleştiren bir eğitim anlayışından ülkemiz adına fayda beklemek de hayal olur.

Bugün zilli bir eğitim olarak tarif ettiğimiz anlayış, geleceğimiz olan gençlerimize tek bir hedef göstermektedir: o da diploma sahibi olmak. Diplomalarıyla sınavdan sınava koşan, devlette memur olacağım anlayışı dışında bir gaye gütmeyen idealsiz gençlerimizle gelecek inşa etmek oldukça zor görünüyor.

Özgüveni olmayan toplum ve milletine hizmet anlayışından ziyade kendini kurtarma derdine düşmüş bir gençlik maalesef bizim okullarımızda yetişmektedir.

Bugün okul programlarının tamamı lüzumsuz birçok bilgi teferruatıyla yüklüdür. İlgi pedagojisine aykırıdır, çocukların zekâsı için de bunaltıcı ve zararlıdır. Tahlil ve muhakeme kabiliyeti yerine kuru isim, rakam ve basmakalıp kitap bilgisi arayan İmtihan sistemi de en önemli problemlerdendir.

Biz saadet Partisi olarak eğitimde müfredat değişikliği yapılıyorken ders konularının azaltılmasından ziyade çocuklarımıza dünya ve ahirette faydalı olacak bilgilerin müfredat konuları içinde yer alması gerektiğini düşünüyoruz

Müfredat değişikliği yapılırken müfredatla aktarılan bilgilerin çocukların yaş ve zeka durumlarının mutlaka dikkate alınması gerekir. Çocuklarımızın bugün kavrayamayacakları bilgileri İleride lazım olacak anlayışıyla vermenin onları kitap yüklü merkeplere dönüştüreceğine inanıyoruz. Bilginin nasıl kullanacağını bilmemek ve kullanmamak çocuklarımızı bilgi yükü altında ezmek demektir.

Yine şunu söylemekte fayda görüyoruz ki vereceğimiz bilgiyi çocuklarımızda öğrenme isteği oluşturmadan sınav korkusuyla vermek papağan tipi öğrenci yetiştirmekten öteye geçmeyecektir.

Bugünkü iktidar sahipleri eğitim meselemizle ilgili gerçekten bir çözüm arıyorlarsa öncelikli olarak gerçek milli bir eğitim anlayışını oluşturmaları gerekir.  Ancak bugün bu anlayışın önündeki en büyük engel Fullbright Komisyonu gibi yabancı menşeli komisyonların eğitimimize müdahalesidir. Bu komisyonlar derhal kaldırılmalı yerine milli iradeyi temsil eden yapılar kurulmalıdır. Fakat bunu da ancak özgür, millî ve reel politik olmayan hükümetler kurabilir.