Tabi dert yanmamızın çok fazla önemi yok, çünkü işini ehil olarak yapan kim kaldı ki.
Geçtiğimiz 23 Nisan günü, İzmit ilçe teşkilatından 23 Nisan ile ilgili programdan çıkan Aydın Ünlü’nün peşine bir çocuk takılır. Yalvarır başkanım ayakkabılarını boyayayım diye, ayakkabıları gayet bakımlı ve boyalı olmasına rağmen sırf boyacı çocuğun boynunu bükmemek için ayakkabılarını boyatmak için duran Ünlü, aynı zamanda başlar çocukla sohbete. Sırf çocuğun kalbi kırılmasın ve 23 Nisan günü çocuğun cebine 10 tl 20 tl harçlık vereyim diyerek sevindirmek isteyen Ünlü, sanki vatanı satmışçasına bir gazete tarafından fotoğraflanıp habere konu edildi.
Bu dönem Mhp’nin referandumda Evet demesi nedeni ile açıkları aranmakta olduğu, işin farklı bir boyutu.
Şimdi İzmit’teki bunu haber yapıp ulusal ve yerele taşıyan zavallı gazeteciye sorarım, siz Aydın Ünlü’yü Hırsızlığın, arsızlığın, yolsuzluğun pazarlığını yaparken mi yakaladınız.
Bir ahlaksızlık mı var orada?
Şimdi bu çocuğu sokağa bırakan ananın, babanın ve hükümetin hiçbir suçumu yok. Küçük yaşta akranları ile oynaması gerekirken, rızkının peşinde koşmasına mani olamayanların yine mi kabahati yok. Israrla peşinde olduğu için hatırını kıramadığı boyacıya boya bakalım evlat diyerek, onunla sohbet eden Aydın Ünlü suçlu öylemi.
El İnsaf, El Vicdan be kardeşim. Mesleği ayaklar altına düşürdünüz. Ama tabi sizin zihniyetinizin karın ağrısı çok başka…Çamur at izi kalsın.
Unutmayın Meyve veren Ağaç taşlanır…