30-40 sene önce bir kişi hasta olduğu zaman doktor tercih etmek gibi bir lüksü yoktu. O bölgede hastalığını ilgilendiren uzman doktor bulabilirse ona giderdi. Doktorlar hem hastanede çalışıp hem de muayenehane işlettikleri için işlerinizin daha hızlı bitmesi adına muayenehaneye uğramanız gerekirdi. Şehir şartlarında aynı branştan doktor varsa konu komşuya sorulur, onların tavsiye edeceği mutlaka en iyisi olurdu. Böyle bir şansınız olmazsa her ilde olan doktorlar caddesine gidilir, ya eczacıya ya da simsar olarak adlandırılan, seni elinden tutup istediği doktora götüren kişilere teslim olunurdu. Tabi ki Simsar sizi en iyi doktora değil de kendisinin en kazançlı çıkacağı doktora götürürdü. Bir kısmı hem sizden hem de doktordan beslenirdi. İyi doktora düşme şansınız yok muydu? Tabi ki vardı. İyi doktorlarda simsarla anlaşmışsa...
Bugün ki kadar olmasa da o dönemlerde de doktorlar arasında bir rekabet vardı.
İyi doktor bile olsanız simsarla anlaşmamışsanız, eski hastalarınızın tavsiye ettikleri dışında kapınızı çalan pek olmazdı. Etik olmayan bazı olaylara rağmen iyi doktorlarda simsar kullanmak zorunda olurlardı. Olayın başka bir boyutu simsarlar aslında bir kazanç için yaptıkları bu işte hekimle hasta arasındaki bağlantıyı kurarlar hatta yol yordam gösterirlerdi. Çoğu zaman hastanın da işine gelirdi bu durum.
Günümüzde Facebook, İnstagram, Twitter gibi sosyal medya araçları ve Google gibi tarama motorları dünya nüfusunun çoğunluğu tarafından kullanılmaktadır. İnsanlar bu siteleri diğer insanlarla iletişim kurmak için kullandıkları gibi bilgi edinme amaçlı olarak da yoğun bir şekilde kullanmaktadırlar. Sağlık bilgileri edinmekte bunlardan biridir.
2000’li yıllardan itibaren, ülkelerde sağlık alt yapılarını buna göre düzenlemiş, hastaların bilgileri, takipleri artık çevirim içi hale gelmiştir. 2019 sonu-2020 başında patlak veren ve bütün dünyayı evlerine hapseden Covid-19 salgınıyla beraber, sağlıkla ilgili eğitimleri online yaparken daha ileri gidilerek teşhis ve tedavinin evde yapılması yollarını arayan çalışmalar başlatılmıştır.
Bu ne kadar başarılır şu anda bilmek mümkün değildir ama bu salgın, sağlıkla ilgili araştırmaları, sosyal medya ve online sistemle yapmayı daha da hızlandırmıştır. Buna tedavi için doktor araştırması yapmakta dahil.
Çok fazla sosyal medya platformu mevcuttur ve hastalar bu platformları aktif olarak kullanmaktadırlar. Hastalar buralardan doğru tıbbı bilgi edinip araştırma yapabildikleri gibi doktorlarını da seçebilmektedir. Konu sağlık olunca, sosyal medyadaki bilgilerin güvenilir olması daha fazla önem kazanmaktadır . Sosyal medyada paylaşım yapan sağlık çalışanları ise tutarlı ve yüksek kaliteli içerikler yanında, objektif, bilimsel, etik ve en önemlisi doğru bilgiler vermek zorundadır. Maalesef denetlenemeyen bu platform da bu değerlere dikkat etmeyen çok fazla paylaşımlar mevcuttur. Hatta kendi uzmanlık alanı olmasa da bilgi paylaşım yapanların yanında sağlıkçı olmayanların bile sağlık konusunda yetkin görüntüsünde paylaşımları olmaktadır. İlginç olanda şudur ki sosyal medya dünyasında, kullanıcının yayınladığı içerik ne olursa olsun, genellikle takipçiler tarafından “gerçek” olarak kabul edilir. Dolayısıyla gerek sağlık ile ilgili bilgiler gerekse hekim seçimi konusunda yanılma ihtimali sanıldığından daha çoktur.
Sosyal medya sağlık platformunda en kirli ve yanıltıcı bilgilere rastladığımız alanlardan biride kozmetik ürünler ve estetik cerrahi alanlarıdır.
Estetik cerrahi ile ilgili bilgilerin ciddi bir kısmını bu konuda uzman olmayan doktorlar tarafından yapılmaktadır. Yanıltıcı bilgiler neticesinde kullanılan kozmetik ürünler ve uygulamalar sonucunda hayal kırıklıkları oluşabilmektedir.
Yapılan bir anket 2019 yılında Amerika’nın en prestijli plastik cerrahi dergisinde makale olarak yayınlanmıştır. Bu makalede estetik cerrahi hastalarının büyük bir çoğunluğu hekimlerini sosyal medya paylaşımlarına bakarak seçmişler. İlginç olanı aynı hastaların yine büyük bir çoğunluğu seçtikleri hekimin yetkinliği hakkında araştırma yapmamış sadece sosyal medyadaki paylaşımlarına göre karar vermişlerdir.
Bu platformlarda hekimler ya da firmalar tarafından paylaşılan fotoğraf, video gibi görseller üzerlerinde oynanmaya, rutuşlanmaya, ışık ve pozisyon hilelerine açıktır. Dolayısıyla hastaların yanıltılması söz konusu olabilmektedir.
Günümüzde sosyal medya kullanımı hem hekimler hem de hastalar tarafından yoğun bir şekilde kullanılması hem kolaylık hem de zorunluk haline gelmiştir. Burada yapılması gereken şey,
sağlıkçıların kendi uzmanlık alanlarında, iyi bildikleri konular üzerinde paylaşım yapmaları ve etik kurallara uymaları, hastalarında hekimlerin yeterliliklerini sadece sosyal medyadaki görsellere göre değerlendirmeyi yeterli bulmamaları olmalıdır.
Sosyal medya günümüzün modern simsarları haline gelmiştir. Sizi elinizden tutup istediği doktora götürebilir. Hastanın daha güvenilir doktora ulaşması için, alanında başarılı ve etik doktor da en az olmayanlar kadar sosyal medyayı iyi kullanmak zorundadır.