Rüzgar enerjisinden üretilen elektrik enerjisi, Türkiye’nin ihtiyacının yaklaşık %8’ini karşılıyor. Türkiye’deki rüzgar türbinlerinin verimliliği de üretilen elektrik miktarında büyük öneme sahip oluyor. Rüzgar türbinlerinin bakım ve onarımlarında büyük payı ise alanında uzman rüzgar türbini teknisyenlerine borçlu olunduğunu aktaran Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, yerli rüzgar türbini teknisyenlerinin istihdamı ve eğitimlerinin büyük önem arz ettiğini belirtiyor.
Avrupa’da, rüzgar enerjisinden üretilen elektrik üretiminde 7. sırada olan Türkiye, dünya genelinde ilk 10 rüzgar ülkesi arasında bulunuyor. Rüzgar enerjisindeki elde edilen verimliliğin devamlılığı ise rüzgar türbinlerinin bakım ve onarımlarına bağlı olarak değişiyor. Türbinlerden yüksek verimlilik elde etme konusunda da büyük rol sahibi olan rüzgar türbini teknisyenlerinin eğitimi ve istihdamı olarak görülüyor. Yurtiçi ve yurtdışındaki rüzgar enerjisi santrallerine planlı, plansız bakım ve servis hizmetleri sunan Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın’a göre, rüzgar enerjisindeki ulaşılmak istenen hedeflere rüzgar enerjisi alanında atılacak yerli ve milli stratejilerin büyük payı bulunuyor.
Dünyanın En Zor Mesleklerinden Biri
Metrelerce yükseklikte çalışma şartlarına sahip olan rüzgar türbini teknisyenliğinin, gelecek yıllarda sektörün gelişmesine doğru orantılı olarak en çok tercih edilen meslek dallarından biri olacağı öngörülüyor. Türbin sorunlarını gidermek veya onarmak için kulelere tırmanan rüzgar türbini teknisyenleri çalışmalarını rüzgar türbinin 3 ana parçası olan Kule, Kanat ve Nacelle (Motor Alanı) bölümünde gerçekleştiriyorlar. Kanatlarda görev yapan teknisyenler, 20 kilonun üzerinde teknik ekipman ağırlığı ile yerden metrelerce yükseklikte bulunan alanda çalışırken, kompakt bir şekilde tasarlanan kapalı motor bölümünde de uzun saatler görev yapıyorlar. Ayrıca Ali Aydın, “Teknisyenlerimiz, rüzgar hızını ve yönünü ölçen aletleri değiştirmek veya erişim platformları ve büyük vinçlerle çalışmak zorunda kalabilecekleri zamanlarda da motor bölümünün üst kısımlarında çalışıyor. İş sağlığı ve güvenliğinin çok üst düzeyde olduğu bu çalışma ortamında, teknisyenlerimiz son teknoloji koruma kalkanları ile operasyonlarını gerçekleştiriyor.” açıklamalarında bulunuyor.
Rüzgar Enerjisinde Yerli ve Milli İstihdam Atağı
Enerjiye duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artıyor. Bununla birlikte yenilenebilir enerji kaynakları arasında rüzgar enerjisinin de fosil yakıtlara oranla sağladığı ekonomik ve verimlilik katkılar da ciddi farklar yaratıyor. Bu alanda son 10 yılda gerçekleştirilen adımlarla rüzgar enerjisinde büyük gelişme kat eden Türkiye’nin, rüzgar enerjisinde tam yerli ve milli stratejileri uygulaması gerektiğini de aktaran Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, “Rüzgar bizim rüzgarımız, üretilen enerji de bizim, ancak bu enerjinin üretimi için gerçekleştirilen bakım ve onarımlar, kullanılan teknolojiler ve istihdam kaynağının da yerli ve milli olması gerekiyor. Ülke Enerji olarak kurulduğumuz günden beri rüzgar türbinlerinin bakımı ve onarımında hem teknolojik altyapı hem de çalışan istihdamı konusunda yerliliğe büyük önem verdik. Alanında uzman rüzgar türbini teknisyenlerinin ülkemiz gençlerinden olması ve eğitimlerinin yüksek standartlarda olmasına ciddi önem gösterdik.” ifadelerinde bulundu.
Teknisyenlere Avrupa Standartlarında Eğitimler Sağlanıyor
Zorlu şartlar altında çalışma ortamına sahip rüzgar türbini teknisyenliği, rüzgar enerjisi ve onu elektriğe çeviren türbinler için büyük önem arz ediyor. Özellikle ülkemizdeki rüzgar enerjisinin gelişiminde büyük bir role sahip olan bu meslek kolunda başarı ise eğitimlerle sağlanıyor. Ülke Enerji olarak çalışan eğitimine büyük bir önem verdiklerinin altını çizen Ali Aydın, “Müşterilerimizin tamamı iş güvenliği ve enerji üretim sürekliliğine doğal olarak büyük hassasiyet göstermekte. Dolayısıyla eğitimlerimiz teknik yetkinliklere odaklandığı kadar çalışılan projenin katma değerini de gözetecek şekilde tasarlanıyor. Bu eğitimlerin büyük çoğunluğunu yurt dışındaki kaynaklardan temin ediyoruz. Teknisyen arkadaşlarımız bizzat Avrupa’daki uygulama sahalarında tamamladıkları dönemin ardından sertifikalarına kavuşuyor ve ülkemizdeki santrallerde görev almaya başlıyor. Biz de firma olarak sürekli eğitimlerle uygulamaların tutarlılığını yönetiyoruz.” açıklamalarında bulunuyor.