Kaçar hanedanlığı döneminde Gülistan sarayı süslemelerine sarı ve siyah renkler eklenerek farklı bir tarz ortaya çıkarıldığını söyleyen Şükür,   Ağa Muhammed Han Tahran’ı başkent yaptıktan sonra Gülistan Sarayını resmi hükümdarlık konutu haline getirildiğini belirtti.   Sarayın içinde bulunan mermer tahtın 1759 yapıldığını ve üzerindeki harika işçilikle görenleri etkilediğini ifade etti. 

Köklü Pers kültürü ile batı mimarisinin bir arada anlam bulduğu sarayın Unesco Dünya kültür mirası listesinde haklı olarak yer aldığını belirten Şükür, İran’a yolu düşenlerin bu saratı muhakkak görmesi gerektiğini söyledi.   

İlk olarak Safevi hükümdarı I. Tahmasab (1524-1576)döneminde burada bir kale inşa edilen bina daha sonra önce Kaçar hanedanı ve Pehlevi’ler zamanında yenilenerek saray olarak kullanılmaya devam etmiştir.  

18. Yüzyıla kadar İslamiyet’in etkisiyle insan figürleri saray iç dekorasyonlarında kullanılmazken İtalya ve Fransa’da gelişen akımın etkisiyle Gülistan Sarayı çinilerinde sıkça yer almıştır.