Emine Şenlikoğlu gündemdeki diziler hakkında görüşlerini ve yeni projelerini wolagada.com’dan Pınar
Özbek’e anlattı.
Kızıl Goncalar dizisinde Müslümanlara iftiralar var demiştiniz? Kızıl Goncalar tümden Müslümanlara
mı yoksa bir cemaate mi iftira atıyor?
Çok emin değilim ama zannımı söylüyorum. Bence kimsenin tek bir cemaatle derdi yok. İslam hedef
alınıyor. Cemaatler yoluyla da İslam’a vuruluyor.
Kızıl Goncalar dizisinin bilinçli hazırlandığını ifade etmiştiniz? Sizce bu dizi ile ne amaçlıyorlar?
Bilinçli yapılanlar da var. Reyting uğruna her iki tarafa yaranmak isteyende var. Yani iki tarafta izlesin
onun menfaatine de olsun diyenler var. Çünkü bazıları sadece reyting endeksi olduğu için onların
belirli bir çizgisi yok. Belirli bir hedefi yoktur. Konjonktür nereye dönerse onlarda oraya döner. Onun
için onlar reyting için yaparlar. Ama hedefi belirlenmiş, hedefini bilen İslam düşmanları hedefe doğru
yürür. Bunu da gayet ustaca yaparlar. Psikolojik savaş kurallarına göre yapar, halka direkt olarak biz
sizin dininizi dövüyoruz demez dolaylı yoldan söyler söyleyeceğini…
Kızılcık Şerbeti, Ömer ve Kızıl Goncalar gibi dizilerin aynı yayın dönemlerinde, farklı kanallarda ama
benzer içeriklerle yayınlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zaten aynı kişiler tarafından yapılıyor. Televizyonlarda şöyle bir şey var. Bir konu çok reyting almışsa
hemen diğer televizyonda (hepsini kastetmiyorum) ona benzer bir şey yapıyor. Sadece isim, konu
değiştiriyor. Çünkü gerçek manada insanlığın ve dünya halkının derdinin neler olduğu bilinci fazla
olmadığı için böyle yarış yapmakla meşguller. Dizi için birbirlerinden besleniyorlar. Öyle motive
oluyorlar. Çünkü konu bulamıyorlar. Halbuki bilenlere sorsalar değişik konular var ama herkese
sormaya da fikirleri elvermiyor.
“TASAVVUF ALEMİNDE KÖTÜ, YANLIŞ VARSA ONU ANCAK MÜSLÜMANLAR ELEŞTİREBİLİR.”
Sinema yada diziler sizce niye din, dindarlık üzerine kurgulanıyor? Din, tarikat, cemaat vs. mutlaka
dizilerde bir yere entegre ediliyor ve din adamları kötü gösteriliyor. Sizce neden?
Tasavvuf aleminde kötü, yanlış varsa onu ancak Müslümanlar eleştirebilir. İslam düşmanı eleştir ise
düzeltmez o yanlışla oradan da İslam’a vurur. Dolayısıyla hata üstüne hata katlanarak halka ulaşır.
Nitekim hedeflerine de ulaşıyorlar. Verdikleri görüntü beyinlere istedikleri gibi nakş olabiliyor. Bunlar
başka şey düşünmüyor. Dertleri cemaat değil, cemaatler üzerinden İslam’a vurmak.
“TEMEL PROBLEMLERİMİZ ÜZERİNE GEREKTİĞİ KADAR ÇALIŞILMIYOR. BİZİM DİZİLER, FİLMLER
YAPMAMIZ LAZIM.”
Bu vb diziler eğer bir proje ise dindarlar ne gibi önlem almalı? Yada yapacak bir şey yok mu?
Müslümanların bazı konularda ki tavırlarını çok beğenirim ama bazı yerde sıfırın altında sıfırız. İslam
dünyasına, İslam alemine, İslam topluluklarına, İslam öncülerine sıfırın altında sıfır veriyorum. Neden
çünkü temel problemlerimiz üzerine gerektiği kadar çalışılmıyor. Bizim diziler, filmler yapmamız lazım.
Milli Eğitim’de olan hurafe dolu kitapların değişmesi lazım. İnşallah yeni Milli Eğitim bakanımdan çok
umutluyum. Talebeler resmen hocalarına meydan okuyan hale gelmişler. Laçkalık had safhada.
Hocadan korkmuyorlar. Neden korksun ki? Öyle bir yüz verildi ki. Talebe dediğin özgür olmalı vs.
Kardeşim sınıf, özgürlük alanı değil. Sınıf ders yapma alanıdır, talebeye böyle bir yetki verilmez.
Kimsenin de saçmalamaya hakkı yok. Biz Avrupa ülkeleri değiliz. Avrupa da 7 yaşındaki çocuk anne
baba dinlemiyor. Ben özgür bireyim diye kimseyi takmıyor. Biz terbiyeli ve asil nesil yetiştirmek
istiyorsak önce İslam alemi problemleri çözmek zorunda. Peki nereden işe başlamalıyız? Herkes
elinde ki güce göre hesap edip bir şey yapmalı. Geç kalıyoruz, Geç kaldık.
“DİZİ, FİLM YAPACAĞIM DEDİM. KİMSEDEN SESTE YOK. SPONSORDA YOK”
Bakın 20 seneden beri ilan ediyorum dizi ve film yapacağım diye kimseden ses çıkmadı. Sponsor
çıkmadı. Yok muydu bu milletin parası, para var ama derdin büyüklüğünü bilmiyor. Filmler çevriliyor.
Ne kadar hurafe varsa onları din diye anlatıyorlar. Ya kardeşim dinimiz o zaman ileri adım atamaz.
Hurafeler gündeme gelir. İnsanlar hurafeleri öğrenir, onunla bir oyalanır. Ama asıl İslam medeniyetini
oluşturan İslam’ı öğrenemez insanlar.
Anlatamıyoruz, bilmiyorum birde o kadar ustaca çalışıyorlar ki mesela bugünün bazı gençlerine beni o
kadar korkunç gösteriyorlar ki. Ben “ateistler anne babaları ile evlenebilir” demişim. Bunu aklı
başında bir insan söyleyebilir mi? Böyle bir şeyi, böyle söyler mi? Neden yapıyor çünkü bir genç
deistse bu kadının iki üç kitabını okursa büyük bir ihtimalle deistliğini bırakır. En azından bir kısmı.
Bunun önüne geçmek için bana böyle bir iftira atıyor. Bir başka yazara ya da toplum önderine başka
bir iftira atıyor. Öyle hale getiriyor ki genç dini kesimde okuyacak kimse bulamıyor. Nerde hurafeci
varsa onları okuyor.
Hurafecilere pek sataşmıyorlar nedense. Hurafecilere sataşan görmedim. Birde kıyıdan köşeden
Mustafa Kemal’e yağ yakanlara hiç sataşmıyorlar. Mustafa Kemal’in öyle bir zırhı var. Bazı yağcılar
Mustafa Kemal’in zırhına girme ihtiyacı görüyor. Ahlaksız yağcılar. Bazı yağcılar vardır yağcıdır ama
derin ahlaki kurallarına da önem verir yani, onda yağcılık yapsa da başka konuda ahlaklıdır. Hangi
birini alalım, kimi kiminle çarpalım?
“HOCALARIN TOPLUM ÖNÜNDE İSLAM’I TARTIŞMAYI BIRAKMASI LAZIM.”
Çocuklar bu yapımlardan uzak mı tutulmalı. Özellikle teknolojinin bu denli etkili olduğu bir
dönemde nasıl uzak tutulabilir?
Öyle çabuk bilinçli radikal adımlar atmamız lazım ki biz bugün gençlik üzerine yapılan tahribatın
önüne geçebilelim. Önce şu toplum önünde İslam’ı tartışmayı hocaların bırakması lazım. Hiçbir
konuyu tartışmayalım. Ben mesela bıraktım. Kaç televizyondan teklif geliyor gitmiyorum,
katılmıyorum. Bakın tartışmasan beni bir daha başka programa davet etmiyorlar. Çünkü tartışırsam
ben acemi tartışmacı ekmeklerine yağ sürüyorum. Bunları anladıktan sonra senin televizyonuna
çıkarda tartışma programlarına katılıp tartışır mıyım?
“DİNİ GÖRÜNMEZ HALE GETİRİYORLAR”
Hepimiz kendimize ait ne varsa ona göre onun tedbirlerini alacağız. Yazarsak ona göre yazacağız.
Hocaysak ona göre anlatacağız. İslam’ı anlatacağız. Allah’ın gönderdiği dini anlatacağız. Öyle
Emevîler’in, Abbasîlerin uydurduğu Hadis-i Şerif diye uydurulan saçma sapan şeyler var ki. Her önüne
gelen bir şey uyduruyor.
Dini görünmez hale getiriyorlar. Ya şuna inanabiliyor musunuz? Allah’ın sözünü peygamber iptal
ediyor. Ya böyle bir şey nasıl olabilir. Nasıl bir mantık ki bu cinayeti kabul ediyor. Hadis dediğin yanlış
da olabilir, uydurma da karışmış olabilir. Ayet gibi olur mu? Peygamber bakıyor ki Allah şöyle demiş
peygamber aksini söyleyebilir mi? Söyler mi? Böyle bir peygamber olabilir mi? Allah’a muhalefet
ediyor ve Allah’ın zıttına hükümler konuşuyor. Bu İslam aleminde cinayettir, kim bu cinayeti
temizleyecek? Kim kaldıracak bu cenazeyi bilmiyorum? Ama birilerinin elini taşın altına değil gerekirse
bedenini taşın altına koyması gerekir. Ama bir çözüm bulmalı çünkü din diye bir şey kalmıyor ortada.
Öyle güzelim İslam ne hale geliyor?
“İSLAM DÜŞMANLARI FARKLI AÇIDAN VURUYOR İSLAM’A…”
Kadın zaten uydurma hadislerle bir köle. Öyle kadın zaten Sokrates ve Platon’un dönemi gibi bakış
açısı hala hâkim. Kadınlar erkeklerle aynı hakka sahip olamazlar, aynı değerde görülemezler. Bir tek
bu miras konusu var onları dillerine doluyorlar. Öteki taraftan kadının kendi parasından hiç harcama
yapmayacağı ama her şeyi kocasının harcayacağı gündeme gelmiyor. Eleştiriler çok ustaca. Bir de
sadece ticarette olan bir olayda iki kadın şahitliği isteme olayında onu da Allah anlatıyor. Biri diğerine
hatırlatsın diye. Çünkü erkeğe oranla kadın biraz daha farklı unutabilir. Bide kadın tabi çocuk
büyütüyor evde, sonra ticaret konusunda kadınlar erkekler kadar yoğun değildi. Bütün çağlarda böyle
olmuş bunu inkâr edemeyiz. Bir alimden de şunu duymuştum: kadın tek gelirse şahit olduğu konuya,
bir kadına zulüm de yapılabilir, ama iki kadın olursa biraz daha tedbirli olunmuş olur.
Yani her şeyi İslam düşmanları farklı açıdan vuruyor İslam’a, hurafeleri din gibi gösterenler farklı
vuruyor. Ve bugün çok kara bir tablo çıkıyor ortaya. Müslümanlar iyi olan yönlerde nasıl iyilerse
isteseler bugün ki eksikleri keşfedip o yönde de çok iyi olabilirler. Yani bizim şu an sen şu
mezheptensin ben şu mezheptenim kavgası bir bitsin. Sen şöyle yorum yapıyorsun ayete ben böyle
yorum yapıyorum o zaman sen tukaka olmamalı. Kardeşim sen öyle anlamışsındır. Ben öyle anladım
hesabı Allah sorar dememiz lazım. Biz öyle demiyoruz hesabı biz sorarız başkası hesap soramaz.
Burada ben varım hesabı ben sorarım, sen kimsin de Allah’ın soracağı hesabı soracaksın?
KORKUSUZ TELEVİZYON LAZIM BİZLERE
Muhafazakarların yönettiği kanalların mecraların burada mesuliyeti var mı?
Yavaş yavaş olacak kanaatindeyim. Bazıları yapıyor mesela bu konuda bana TRT 1 biraz daha gayretli
gibi geliyor. Fazla dizi izleyemiyorum da birilerinden duyduğum zaman aldığım izlenimleri
söylüyorum. Daha korkusuz televizyon lazım bizlere. Bir televizyoncu, yapımcı bana şunu söylese
istediğin gibi senaryo yaz dese ben öyle bir senaryo yaparım ki tüm reytingleri geride bırakır. Ama
nerede, yürek istiyor, onu söylemek için illa bir televizyon bunu söylemek için bir şeyden
çekinebiliyor.
“KİTAPLARIMI YAZARKEN FİLM, DİZİ OLACAK HAYALİYLE YAZDIM”
Herhangi bir kanala ya da yapımcıya dizi, film yapmaları için teklif götürdünüz mü?
20 senedir uğraşıyorum. Bir atılımımız var bakalım nasip. Tam belli bir şey yok ama olacak gibi duran
bir şeyler var. Yani kesin demiyorum çünkü kimse bana kesin bir şey demiyor.
Hangi Kitabınızın film yada dizi olmasını isterdiniz?
Benim 7-8 tane kitabım harikulade dizi, film olur. Yazarken zaten hep film olacak hayali ile yazmıştım.
Mesela İmamın Manken Kızı, Sorma Nasılsa Cevabı Yok, Çingene, Harcandık kitabı mesela fevkalade
dizi, film olur. Ben konuları hep gerçek hayatlardan aldığım için, insanları dinleye dinleye halkın
nabzını tuta tuta yazdığım için romanlarımı o yüzden ortaya hakikaten güzel yazan romancı
kardeşlerimizin romanları gibi benimkiler de güzel oluyor. Ve o kadar istekliyim ama bilmiyorum.
Özellikle sitcom yazmaya, yapmaya çalışıyorum. Yapımcılara sitcom götürebilirim.
Gündemdeki “İnci Taneleri” dizisine rakip olarak “İmamın Manken Kızı” kitabınız dizi olarak
yayınlanırsa nasıl olur?
İmamın manken kızı üzerinde dizi için senaryo çalışması yapıyoruz var ama net değil, biz çalışıyoruz.
İlgilenen yapımcılar ile görüşmeler yapıyoruz.
Kıymetli zamanınızı bize ve okurlarımıza ayırdığınız için teşekkür ederiz. Gençlere yeni ufuklar
açabilecek bilgi ve birikim yüklü kitaplarınızı en kısa sürede beyaz
Emine Şenlikoğlu'nun "İmamın Manken Kızı" romanının uyarlaması "İnci Taneleri"ne rakip olacak.
İmamın Manken Kızı gibi romanlarının dizi ve filmlere uyarlanması üzerine çalışmalar yapan Yazar Emine Şenlikoğlu, “Bir yapımcı istediğin gibi senaryo yaz dese ben öyle bir senaryo yazarım ki tüm reytingleri geride bırakır. Ama nerede? Çekiniyorlar onu söylemek yürek ister.” dedi.
Emine Şenlikoğlu gündemdeki diziler hakkında görüşlerini ve yeni projelerini wolagada.com'dan Pınar Özbek’e anlattı.