Kars'a sınır olduğu için Anı harabelerinin oradan eski Sovyetleri takip ederdik insanlar başlarını kaldırıp bize doğru bakmazlardı.Çünkü başlarında ki nöbetçiden dayak yemek vardı.
O dönemde Sovyetler Birliğinin kapalı bir rejimle yönetildiği için haklarında söylentilerden başka bir şey bilemezdik birde Satalinin ırkımıza yaptığı 1944 katliamını dedelerimiz anlatır dururlardı.
Dünya çağ atlamaya başlayınca bunun etkileride kpalı kutu olan Rusya'da görülmeye başladı, bilim ve teknoloji büyüdü, Sovyetler yönetimi halka karşı olan baskısından vazgeçmek mecburiyetinde kaldı.
Çünkü cola reklamı artık ne kadar kısıtlasalarda gelişen teknoloji ile Rus evlerinede girmişti.
Teknolojinin bu güzel nimetleri ne yazık ki bazı korsanların ellerinde oyuncak olmuş İnternet sapıkları da çoğlamaya başlamış oldular.. Bu çürümüşlük o kadar arttı ki hasta ruhlu insanların aldıkları esrar kokain ve buna benzer uyuşturucularla cep telefonlarına yaptıkları kayıtları bilgisayarda yayınlamaktan da geri kalmaz oldular.
Şu anda çocuklarımız o kadar büyük tehlike altında ki okul önlerinde temin ettikleri uyuşturucu ile adete yaşamlarını bitirmekte bununla da kalmayıp bir milletin geleceği olan gençlik elllerimiz arasından uçup kaybolacak gibi esnemekte olduğunu görüyoruz.
Bu konuda İç İşleri Bakanı bir açıklamaya alkış tutmamak mümkün değil polislere adete görev yapın gerekirse ayaklarını kırın sizin sonuna kadar yanınızdayım demesine muhalet partilerinin kızmasınıda hiç anlamış değilim Muhalefet yapın ama neye muhalefet yaptığınıza da iyi bakın.
Bu insanlık düşmanı yaratıkları cezaevlerinde beslemektense imha etmek bence en güzel olanı değil midir ? Acaba gencecik vücutları zehirleme haklarını kim veriyor bunlara, ülkede terörü kim destekliyorsa bu uyuşturucuları da aynı kişiler destekliyor bu konuda kolluk kuvvetlerine ihbardan geri kalmayalım unutmayalım ki onların içinde bir gün bizim çocuklarımızda olabilir. Bunları yaparken de kimse kendisini hakim, savcı, polis yerine koymasınlar çünkü bu ülke bir hukuk devletidir.
Aramızda bu ilaçların etkisi ile o kadar hasta ruhlu insanlar çoğalmaya başladığını görüyoruz ki evde eşine dayak atanımı ararsın,hastanede sağlık personellerine saldıranımı ararsın,sokakta bizleirn sevdiği can dostlarımızı boğazlayıp öldürdüklerinemi raslamazsınız.
Burada Devletimize çok iş düşüyor. Her köşe başında Suriye'den gelen dilencilerin bir an evvel toplatılması gerekmektedir.
Sokaklarda ve köprü altlarında başıboş gezen bir tane çocuk olmaması gerekir varsa bunları yetiştirmek ve meslek sahibi yapmak devletin görevi olmalı ve bunlar topluma kazandırılmalıdır. sokakta yaşamak onların tercihi olmamalıdır.
Bunlar acilen toplanmalı.
Ve hasta olanlar tedavi merkezlerine gönderilmelidir.
Kapalı bir devre ile bu çocuklarımız okul hayatına başlatılmalıdır. Meslek sahibi edindirilmelidir.
Bu çocuklarımızı bu bataklığa çekenler en şiddetli şekilde cezalandırılmalıdır. Onların beslendiği bataklıklar kurutulmalı, mesken tuttukları mekânlar ise sıkı bir şekilde takibe alınmalıdır.
Toplum olarak bu konuda devlete destek olmak ve yardım etmek zorundayız. Çevremizde gördüğümüz satıcıları ve kullanıcılıları emniyet birimlerine bildirmek te en başta görevimiz olmalıdır.
Çocuklar bizim geleceğimiz.onlara sahip çıkmak bizim öncelikli görevlerimizin başında olmalıdır.
Benim çocuğum onların arasında değil diyerek kendimizi avutmayalım, o girdaba her an yakalanabileceklerini unutmayalım.
Bizi çürütmek isteyen dış güçler bu zehiri toplumumuza enjekte ederek sinsi sinsi gülüyorlar.
Atatürk bu gençliği bize emanet etti, çünkü bu gençlik bizim geleceğimiz bunları terörün ve uyuşturucunun kucağına atmayalım veliler olarak okul aile işbirliği ile okul önlerimizi kontrol altına alalım,amasız sıkı takiple bunları yok etmenin yolunda güvenlik kuvvetlerimizle berabar çalışalım.
Kısacası çocuklarımızı evlerimizde internet belasının başında derslerini yapmalarını kontrol edelim yoksa tik tok larla kaybolan gençliği aramak içinde televizyon kanallarına çıkmadan önce evimizde halletmemiz gerekenleri yapalım.