Hem geleceğine çalışıp, hem de zevklerini yaşamak. En güzel yaşam biçimi değil mi?
Bizlerde gençtik diye söze başladığım için şu anda bu yazıyı neye okuyayım ki adam başlamış şimdiden söyleyeceklerine, kızmayın beyler hanımlar her şeyden önce sizlerde yarın belirli bir yaşa geleceksiniz zannetmeyin ki böyle genç kalacaksınız ben şunu demek istiyorum edep yahu edep.
Toplu taşım aracında seyahat ederken gördüklerim karşısında adete öldüm öldüm dirildim.Bayan hamile yanında da küçük kız çocuğu ayakta tutunmaya çalışıyor,genç delikanlıda kulaklığı takmış pencereden dışarıyı seyredip telefonundan ne dinliyorsa alışmamışız kalkıp bu yaşımızda yerimizi hanfendiye verdik kadıncağız utana sıkıla oturdu.
Otobüsle, dolmuşla seyahat ederken oldukça sık karşılaşıyoruz bu durumla… Gençlerimizin büyük bir çoğunluğu cam kenarında oturup dışarıyı seyre dalarken koridor kısmında oturmak zorunda kalan gençler ise cep telefonlarından şarkılar dinleyerek, oyun oynayarak kimseye yer vermeden, koltuğunu kaptırmadan yolculuğunu tamamlamak derdindeler.
Hal böyle olunca ayakta yolculuk yapmak zorunda kalan bayanlar, engelli vatandaşlar ve yaşlılar otobüs içinde birbirlerine çarparak yolculuk etmek zorunda kalıyor. Bu mudur aldığımız terbiye bu mudur aldığımız eğitim biz neden bu hale geldik. Herkes aynı anda sıra gözetmeden otobüse hücum eder oturacak yer bulma telaşı içinde. O gün şanslı olanlar kendine oturacak bir yer bulmuştur. Ya da hala daha bir takım değerlerini kaybetmemiş bir genç kalkıp yerini verir. Ancak şansı yaver gitmeyip okul ve mesai çıkışına denk gelenler ve oturacak yer bulamayanlar için yolculuk çilesi başlamıştır.
Toplu taşıma araçlarında yaşanan bu yer kapma telaşı, gençlerin yaşlı, engelli, hamile bayanları görmezden gelip onlara yer vermeden yolculuğuna gayet rahat bir şekilde devam etmesi oldukça ilginç diyalogların ilginç görüntülerin yaşanmasına neden oluyor.
İşte bu ve buna benzer manzaralar bizim içimizi acıtan manzaralardır. Türk toplumu olarak bizler böyle olmamalıyız. Gençlerimiz de yorgun, bitkin, dalgın olabiliyorlar. Düşünemeyebiliyorlar. Fakat biraz kendimize ve hayatımıza çeki düzen vermemiz gerekiyor. Bir gün bizim de aynı durumda olabileceği bilinciyle hareket etmemiz gerekmiyor mu?
Eğitim şart ancak çevreye karşı duyarlı olmakta şart. Kimin nerede ne yaptığını takip ederken, aynı otobüste hatta yanı başında duran insanın yaşlı mı, genç mi olacağı bilmeyen ya da fark etmeyen olur mu? İnsanın kendisini böyle yaparak komik durama düşürmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bir yandan yaşlı amca ve teyze söylenirken, diğer tarafta kulağındaki kulaktan müzik dinleyen gençlerin bu hovarda tutumu doğru bir sonraki neslin nasıl olacağından endişe duyar hale getirdi bizi ister istemez..
Dilerim bu yazımı okuyan gençlerimiz kızmadan bu yazıyı okuyup bir daha toplu taşıma araçlarına bindiğinde belki benim yazdıklarımı hatırlayarak yaşlı ve hamile bayanlara yerlerini verirler inşallah.