Konak Hastanesi Gebze, birçok hastalığın altında yatan önemli sebeplerden biri olan İnsülin direncinin, tanım olarak vücutta üretilen veya dışarıdan vücuda verilen insüline biyolojik cevapsızlık olduğunu bildirdi. Genetik faktörler, fiziksel hareketsizlik, Obezite ve ileri yaş gibi durumların İnsülin direncine sebep olabileceğini açıklayan Konak Hastanesi Gebze İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ayhan Bekmez konuyla ilgili şunları söyledi:
“İnsülin direnci çok önemli bir faktördür. Çoğu hastalığın altta yatan asıl sebebidir. İnsülin direnci yüksek kişilerin diyabet hastalığına yakalanma riski de artmıştır. İnsülin direnci ile yüksek tansiyon, damar sertliği, kan yağları bozuklukları, karaciğer yağlanması arasında ilişki vardır. Ayrıca insülin direnci değerleri kilolu insanlarda oldukça fazladır. Normal bir insanda 1 birim insülin 30 miligram kan şekeri düşürürken, insülin direncine sahip kişilerde 1 birim insülin 10 miligram kan şekeri düşürür hale gelir.
İnsülin direnci hastanın tek başına çözebileceği bir durum değildir. Uzman hekim kontrolünde, diyetisyen ve hasta iş birliği gerektirir. Sabır gerekir. Sadece ilaç ve diyet yetersizdir. İyi bir egzersiz programı da şarttır. Bir kuralı olmamakla beraber ortalama mevcut kilonun yüzde 10’u verildiği takdirde insülin direnci kırılmaya başlar diyet, egzersiz, ilaç ve hekim kontrolü gerekir.
İnsülin direnci kırıldığında, açlıkta düşük şeker düzeyleri normale döner. Tatlı krizleri, açlık nöbetleri, uyuklamalar, sinirlenmeler, öfkeler, anlamsız, aşırı ve ani tepkiler, uyku bölünmeleri, çarpıntı ve terlemeler ortadan kalkar. Kilo vermek kolaylaşır ve verilen kilolar kolay geri alınmaz. Diyabet oluşma riski azalır. Kan yağları normale gelir.
Total kolesterol, kötü kolesterol, trigliserid düşer, iyi kolesterol yükselir. Tansiyon dengelenir yağlı karaciğer düzelir. Bunlar hep insülin direncinin kırılması ile olur.”