NATO ve Rusya’nın enerji düellosu

Dünya genelinde ekonomik güç elde etmenin vazgeçilmezi olarak kabul edilen enerji için güvenlik çalışmaları hız kazanmaktadır. Global örgüt olan NATO, her ne kadar Sovyet tehdidine karşı ortak savunma anlaşması olan Brüksel anlaşması sonrasında kurulmuş olsa da oluşma amaçları arasında enerji güvenliği ana amacı arasındadır.

DÜNYA - 2022-06-03 07:37:19

Küresel anlamda en önemli güvenlik endişeleri arasında yer alan enerji güvenliği çalışmaları
kapsamında ülkeler enerji bağımsızlığını hedeflemektedir.
Enerjide karşılıklı bağımlılık söz konusudur ve özellikle küresel güçler bu bağımlılığı enerji
güvenliği başlığı altında ele almaktadır.
Enerji bağımlılığı ve güvenliği arasında denge unsurunun sağlanmaması sebebiyle ulusal
güvenlik tehdidi ile karşı karşıya kalınmaktadır.
Ulusal güvenlik tehditlerinin oluşması sebebiyle küresel bağlamda stratejik projelerini
uygulamaya koyan NATO, güvenlik ve savunma konularında enerji güvenliğini alt başlık
olarak gündeminde en üst sıralarda bulundurmaktadır.
Enerji güvenliği endişelerinin artması sebeplerinden ötürü 2001 yılından bu yana Akdeniz’de
enerji güvenliği için aktif şekilde görevlerde bulunan NATO’nun Ukrayna savaşı sonrasında
görev alanlarını genişletmek üzere birtakım çalışmalar yaptığı da bilinmektedir.
Güvenlik endişeleri konusunda Rusya’nın sert güç kullanmasının aksine NATO’nun yumuşak
güç yaklaşımını tercih etmesi gelecekte yumuşak güç dışı uygulamaları tercih etmeyeceğini
göstermemektedir.
Afganistan ve Irak işgalleri nasıl bölgede huzursuzluk ve acılar yaşattıysa enerji güvenliğinin
gündemde olduğu bugünlerde tarafların yumuşak gücü bir kenara bırakıp, uluslararası hukuk
kurallarını göz ardı ederek savaşı tercih etmesi dünyamızın geleceğine atılan bir dinamit
olacaktır.
1939 yılında başlayan 2. Dünya savaşında Kırım, Karadeniz’e hakim olmak isteyen Hitler ve
Stalin’in mücadelesine sahne olmuştu. Şimdi ise Karadeniz’de tek söz sahibi olmak amacında
olan güçler Ukrayna’da benzer bir savaşa sebep olmuşlardır.
Enerji güvenliğini sağlayan ülkeler gücü elde etmiştir ve bu nedenden ötürü süper güç olarak
kabul edilen devletler geleneksel enerji stratejileri yerine kolektif enerji yaklaşımını
benimsemişlerdir.
Avrupa ülkeleri de ortak bir dış siyaset ve enerji güvenliği politikaları oluşturmuşlardır.
Kuzey Atlantik Anlaşma Örgütü’de ortak hazırlanan projelerin uygulanmasında önemli roller
üstlenmiştir.
Ciddi enerji potansiyelini elinde bulunduran Rusya’nın bu avantajını politik bir güç unsuru
olarak kullanmaktadır. Enerji’de dışa bağımlılığı ve özellikle de Rusya’ya bağımlılığı her
geçen gün biraz daha artan Avrupa Birliği ise bu durumdan ciddi anlamda etkilenmektedir.
Yaşanan savaşların ve geri planda gerçekleşen mücadelelerin ana nedeni de tam olarak budur. alıntı

Uluslararası İlişkiler Uzmanı ve Gazeteci-Yazar Ferhat Yıldırım, NATO ve Rusya arasında geçen enerji ve güvenlik savaşları ile alakalı kaleme aldığı makalede, bu iki gücün dünya için nasıl bir güvenlik tehditi oluşturduğuna işaret etmektedir.

Bilgilierinize sunar, değerlendirmeniz dileklerimizle...

Fatma Zehra Yavuz

Kurumsal İletişim Sorumlusu

Günün Diğer Haberleri