Böbrek taşlarının tek böbrekte oluşabileceği gibi her iki böbrekte de gelişebildiğini ve genellikle üreter yani idrar yoluna girdikleri zaman belirti verdiklerini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Muhammed Sulukaya, “Böbrek taşının yaygın belirtileri; kusma, bulantı, idrarın renginde ve kokusunda değişiklikler, idrar yaparken yanma hissi, sık idrara çıkma isteği, idrar miktarında azalma, bel ve yan ağrısıdır. Böbrek taşı beraberinde enfeksiyona neden olduysa ateşin eşlik ettiği üşüme ve titreme de gözlenebilir” diye konuştu.
5 mm’nin üstündeki böbrek taşları için cerrahi müdahale gerekli
Böbrek taşlarının teknolojik imkanların artmasıyla birlikte kolaylıkla teşhis edilebildiğini hatırlatan Üroloji Uzmanı Op. Dr. Muhammed Sulukaya, “Taş belirtileriyle doktora başvuran hasta için fiziki muayeneden sonra ultrasonografi, ürolojik röntgen ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinden faydalanılır” dedi.
5 mm’nin altındaki böbrek taşlarının bol su tüketimi ve egzersizle kendiliğinden düşebildiğini dile getiren Op. Dr. Muhammed Sulukaya, “Doktor takibiyle kullanılan, üreter kanallarını genişletici ilaç tedavileriyle de böbrek taşları düşebilir ancak 5 mm üstündeki böbrek taşları için cerrahi müdahale gerekli” açıklamasında bulundu.
Böbrek taşları tekrarlayabilir
Engelleyici önlemler alınmaması ve birtakım hayat tarzı değişikliklerine gidilmemesi halinde, böbrek taşlarının çevresel ve genetik faktörler sebebiyle tekrar etme riskinin oldukça yüksek olduğunu vurgulayan Op. Dr. Muhammed Sulukaya, “Taş oluşumunu önlemek için hayat tarzı değişiklikleri son derece önemli bir rol oynar. Hızlı beslenmekten uzak durmak, bol sıvı tüketmek ve egzersize ağırlık vermek gibi önlemler ‘önleyici değişiklikler’ olarak düşünülebilir. Bunların yanında doktor kontrolünde gerçekleştirilecek bazı ilaç tedavileri de söz konusu olur. Eşit aralıklı sağlık kontrolü ile erken tanı önem taşır” şeklinde konuştu.
Beslenme tarzında yapılacak değişiklikler yeni taş oluşum riskini azaltır
Beslenme tarzında yapılacak birkaç değişikliğin yeni taş oluşumu riskini azaltabildiğine dikkat çeken Op. Dr. Muhammed Sulukaya, “Ispanak, kakao, çay yaprakları, ceviz ve buğday kepeği gibi okzalat bakımından zengin sebze ve meyvelerden sakınırken; lif içeren sebze ve meyveleri daha fazla tüketmek gerektiğini hatırlatan Op. Dr. Muhammed Sulukaya, “Alınan kalsiyum miktarı, güçlü bir neden olmadıkça sınırlanmalı. Bol sıvı tüketimi yapılmalı, tuz tüketimi kısıtlanmalı. Düzenli egzersiz ve yürüyüş yapmaya dikkat edilmeli ama ani kilo kaybından kaçınılmalı” dedi.
Böbrek taşı tedavisi için kullanılan ilaçların yan etkilerine dikkat edilmeli
Böbrek taşı oluşumunu engelleyen veya mevcut taşları parçalayan ilaçların olduğunu ve bu ilaçların genellikle böbrek taşının boyutuna, konumuna ve tipine göre belirlendiğini paylaşan Üroloji Uzmanı Op. Dr. Muhammed Sulukaya, “Böbrek hastalıklarının tedavisinde kullanılsa bile bu ilaçların da bazı yan etkileri olduğunu unutulmamalı. Kullanılan ilaca veya kullanılan doza bağlı olarak yan etkiler değişebiliyor. Bu yan etkilerin başında; halsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, öksürük, potasyum ve böbrek fonksiyon değişiklikleri, yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık ve kas krampları geliyor. Bu nedenle de ilaç kullanmadan önce, doktorla yan etkiler özelinde konuşulmalı ve hangi semptomlar karşısında sağlık merkezine başvurulması gerektiği mutlaka öğrenilmeli” uyarısında bulundu.
Farklı amaçlarla kullanılan bazı ilaçların da böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebildiğini ekleyen Op. Dr. Muhammed Sulukaya, “Bu sebeple böbrek hastalıklarına sahip bireylerin kullanacakları her ilacı öncesinde doktorlarına danışmaları çok önemli. Örneğin bazı ağrı kesicilerin böbreklere zararlı olabileceği bilinir dolayısıyla ağrı kesici kullanırken bile temkinli olmak ve mümkün olan en düşük doza sahip ilacı tercih etmek gerekir” dedi.
Bilgi için:
GoodWorks İletişim Danışmanlığı
Burcu Tezel – Müşteri Temsilcisi / burcu.tezel@goodworks.com.tr / Cep: 0530 158 39 22
Ayşe Sorucu Sanıyar – Müşteri Direktörü / ayse.sorucu@goodworks.com.tr / Cep: 0554 379 07 06
Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Hakkında
Yaşam kalitesini artırmak için dünya standartlarında sağlık hizmeti sunmak hedefiyle kurulan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi, modern tıbbın gereklerini yeni ve kapsamlı bir sağlık anlayışıyla hastalarına aktarıyor. Hizmet kalitesine önemli katkı sağlayan Johns Hopkins Medicine (JHM) ile devam eden iş birliği Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi'nin sağlığın merkezi olma vizyonunu da destekliyor. Kurulduğu günden buyana gerçekleştirdiği çalışmalarla ‘Sağlığın Merkezi’ konumuna ulaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi; onkoloji, kalp damar sağlığı, kadın hastalıkları ve tüp bebek, nöroloji, cerrahi bilimler ve iç hastalıkları dahil olmak üzere tüm branşlarda sunduğu hizmetlerde hasta odaklı yaklaşımla hareket ediyor. Hizmetlerinde hasta hakları ve güvenliğini temel önceliği olarak belirleyen Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi, kaliteli sağlık hizmeti ile dünyanın farklı bölgelerinden gelen hastalara tedavi olanağı sunuyor.
|