.jpg)
Genel ve yerel seçimlerde yaşanmayan hareketlilik CHP Gebze ilçe seçimlerinde herkese şaşırttı!
Parti gençleşmeli sloganı ile ayakta kalan iki aday Musa Yılmaz ile Recep Dursun demokratik bir platformda birbirleri ile yarıştı, yarışı Recep Dursun Kazandı. CHP Gebze ilçe yönetiminin yaş ortalaması 30! Musa Yılmaz tarafından hazırlanan ve kaybeden liste de yaş ortalaması bu rakama yakındı.
Bazıları daha şimdiden, “Bizi çocuklar mı yönetecek” dese de CHP’nin her iki adayı da doğru olanı yaparak gençlere sonuna kadar güvendiler.
Gençlere güvenmek gerekir!
CHP’de artık vitrin değişikliğine ihtiyaç vardı. Bu da doğal olarak ilçe seçimlerine yansıdı. Gençler parti üzerinde ağırlığını artırırken, gücün avuçlarının içerisinden kaydığını gören bazı isimlerde doğal olarak yaşanan bu süreçten etkilenerek geriye doğru yaslanmak zorunda kaldı. Kalmalı da!
CHP kimsenin babasının tapulu malı değil! Böyle de görmemek gerekir!
Siz parti üzerindeki gücünüzü kaybetmemek, siyasi geleceğinizi yönetimine getirdiğiniz kadrolara endeksleyerek siyaset yapmak istediğiniz sürece bu çalışma bireysel başarıların dışında kesinlikle toplumsal bir başarı getirmez! Yani her şey küçük kalır, daha rahat at oynatır, siyasi hedeflerinize daha kolay ulaşabilirsiniz ancak, CHP’den yerelde ve genelde iktidar bekleyen partidaşlarınıza hüsran yaşatmaya devam edersiniz!
İlçe yönetimlerinin tarafsız ve objektif olması, partinin tabana yayılması sağlayacak, siyaset yapmak isteyenlerin cesaretini artıracaktır. CHP’nin bana göre bundan sonra atması gereken ilk adım bütün üyeleri yeniden güncellemek olmalıdır. Sil baştan yeni bir üye yapılanması CHP’de sağlıklı bir zemin üzerinden siyaset yapılmasının önünü açacaktır. Delege ağalığı ortadan kalkacak, samimi bir şekilde partisi için mücadele üyenin üzerindeki ambargoyu da doğal olarak yok edecektir.
Bunu yapmadığınız sürece cebinde delege listesi taşıyan siyasi simsarların parti üzerindeki gücünü kırmanız mümkün olmayacaktır.
CHP Gebze seçimlerinde yarışan iki adayı da genel olarak değerlendirdiğimiz zaman samimiyetin öne çıktığını gördük. Musa Yılmaz hedeflerini ve düşüncelerini samimi bir şekilde ortaya döktü. Projelendirdiği çalışmaları ile CHP’ye kazandığı takdirde yeni bir hareket getireceğini de gösterdi. Musa Yılmaz’ın bu projelerinden mutlaka faydalanmak gerekir. Recep Dursun’a gelince ilk sınavını CHP il seçimlerinde verecek. Ortaya çıkartacağı çalışma temposu ile CHP’de yeni bir sinerji oluşturmak zorunda. Bunu yaptığı takdirde hem genceler olan güven duygusunu artırmış olacak, hem de CHP’de yeni bir dönem başlattığını ilan edecek. Recep Dursun “PARAMPARÇA” bir görüntü veren CHP’yi süratle toparlamak, bu partiye emek harcayan parti önderlerini de bir araya getirmek zorunda. Kendisine oy veren vermeyen, eleştiren eleştirmeyen herkesin kapısını çalacak. CHP’nin yeniden dizayn ettiği kadın ve gençlik kolları yönetimleri ile koordineli bir çalışma başlatacak. İşte ortaya çıkacak sinerjinin ana kaynağı burada yatıyor. Gençlik ve kadın aşısı! CHP’yi ayağa kaldıracak iki önemli güç bu noktada toplanıyor.
CHP birkaç kişinin siyasi bekası için yeterince dağıtıldı, yönetimler bölük-pörçük görüntüsü ile tabanın sesine kulak veremedi. CHP çizgisinden uzaklaştı, uzaklaştırıldı. CHP’ye gönülden bağlı partililere sahip çıkılamadı! Çıkmak isteyenler ayak oyunları ile uzaklaştırıldı, cesaretleri ve hevesleri kırıldı!
İl seçimlerine gelince;
İşte CHP için asıl dönüm noktası buradan başlayacak. CHP il yönetimine bölgeden gidecek isimler son derece önemli. İl yönetiminin batı yakasına baskı yapmasının, adam seçmesinin ve kayırmasının da önüne geçmek gerekir. Kurultay delegeliği pazarlık noktasına asla getirilmemeli!
Sonuç olarak;
Samimi bir partilinin küsmeye, bırakıp gitmeye hakkı yoktur olmamalıdır da! Gönül kırgınlıkları vardır. O gönül kırgınlıklarını ortadan kaldırmak, karşılıklı atılacak adımlarla mümkün olacaktır. Düne kadar birbirleri ile omuz omuza siyaset yapan, kurbağaları ürküttükleri için bugün yollarını ayırmış gibi duranlar aslında CHP’nin gerçek sahipleridir. Şartlar ve koşulların giderek zorlaştığı bu süreçte hiç kimsenin bu bahanelerin arkasına saklanacak ne vakti ne de zamanı vardır!
Dün çocuk olarak gördüklerimiz bugün siyasetin içerisinde var oluyor, babalarının annelerinin görevlerini omuzlayabiliyorlarsa, iğne ile kuyu kazarak, gönül köprüleri kurularak yapılan çalışmaların ne kadar doğru çalışmalar olduğunun en büyük göstergesidir.
Sözün bittiği yer de tam da burasıdır!
