Astım ile ilgili 9 önemli bilgi

Astım ile ilgili 9 önemli bilgi

Öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste baskı hissi belirtileri ile kendini gösteren astım hastalığı, başka hastalıklarla karıştırılabiliyor.

SAĞLIK - 2023-03-19 15:48:17

Astım hastalığı, tanı ve tedavi
süreçleriyle ilgili bilgilerin yeterince bilinmediğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs
Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Çalışkan, “Astım kronik bir hastalık olduğu için, uzun
süreli ilaç tedavisine gerek duyulur. Bu bir bağımlılık değil, aksine hastanın şikayetlerini
kontrol altına alabilmek için yapılan bir tedavi şeklidir” dedi.
Genç hastalarda daha sık görülen ve genellikle ilk tanının 40 yaş altında konduğu astım,
genetik, obezite ve erkek cinsiyeti gibi kişisel ve alerjenler, mesleki faktörler, enfeksiyonlar,
sigara, hava kirliliği, diyet, stres gibi çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan bir hastalık.
Astımın toplumda kafa karışıklığının en yoğun olduğu hastalıklardan biri olduğunun altını
çizen Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Çalışkan, kronik bir
hastalık olan ve genç hastalarda daha sık görülen astıma dair en çok merak edilen 9 önemli
başlığa değindi:
1. Sigarayı bırakmak astım hastalarında çok önemli
Hamilelikte sigara kullanımı, çocukta astım riskini artıran bir faktör. Astım hastalarında pasif
içicilik bile, astımın kötüleşmesine ve hastaneye yatışlara sebep olabiliyor. Aktif sigara içiciliği
ise astımın kötüleşmesine, hastaneye yatışlara, KOAH gelişimine, solunum fonksiyonlarında
bozulmaya, ilaçların etkisinin azalmasına ve hatta ölümlere yol açabiliyor. Oysa sigara
bırakıldığında akciğer fonksiyonları iyileşirken havayollarındaki iltihaplanma da azalıyor. Pasif
sigara maruziyetinin ortadan kaldırılması astımın kontrol altına alınmasında ve hastane
yatışlarını azaltmada etkili.
2. Astım kronik bir hastalıktır
Astım, havayollarında kronik inflamasyon ile seyreder. Kendiliğinden geçip tamamen ortadan
kalkmaz. Öksürük, nefes darlığı, göğüste baskı hissi ve hırıltılı solunum başlıca belirtileridir.
Bunların şiddeti özellikle alerjenlerle karşılaşma, mevsim değişiklikleri, hava kirliliği ya da viral
iltihap ile artabilir. Şikayetler kendiliğinden ya da ilaçlarla kaybolabilir, hatta bazen aylarca
olmayabilir. Ancak bir de madalyonun diğer yüzü var; astım şikayetleri bazen hayatı tehdit
edebilecek kadar kötüleşebilir. Belirtiler olmasa ve solunum testleri normal olsa dahi
havayolundaki inflamasyon genellikle devam eder ve ilaçlarla kontrol altına alınabilir.
3. Astım kendiliğinden iyileşmez
Şikayetler olmasa ve solunum testleri normal olsa bile, havayolu inflamasyonu devam eder.
Klinik olarak astımın remisyon yani baskılanma tabiri, henüz yeni bir tanımlama olup;
hastaların bir kısmında, şikayetlerin tamamen kaybolması ve ilaç ihtiyacının en az 1 yıl
olmaması olarak belirtiliyor. Ancak bu durum astımın tamamen kendiliğinden iyileştiği
anlamına gelmez.

4. Astım hastalarının tüm alerjenlerden korunması gerekmez
Bir alerjene karşı alerji saptandığında bunun astım şikayetlerini artırıp artırmadığı hastanın
öyküsüne göre belirlenir. Eğer alerjen hastanın şikayetlerinde kötüleşmeye yol açmıyorsa, bu
alerjenden korunması gerekmez.
5. Astım başka hastalıklarla karışabilir
Pek çok hastalık benzer şikayetlere neden olur. Çocukluk çağında özellikle üst solunum yolu
öksürük sendromu, yabancı cisimlerin akciğere kaçması, doğumsal kalp hastalıkları gibi
durumlarla ve yetişkin çağda bunlara ek olarak, bronşların kalıcı genişlemesi, ses tellerinin
fonksiyon kaybı, KOAH, kalp yetmezliği, diğer akciğer hastalıkları gibi durumlarla karışabilir.
Astım ve KOAH’ın birbirinden ayrılması bazen zor olabilir. Ancak genel olarak, astım daha
genç yaşta (<40), sigara içmeyen bireylerde görülebilirken; KOAH daha çok ileri yaşta, sigara
öyküsü olan hastalarda görülen bir hastalıktır. Birbirinden ayrımında yine solunum testleri
kullanılır, astımda değişken hava yolu kısıtlılığı varken, KOAH’ta sürekli kısıtlanma görülür.
6. Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar bağımlılık yapmaz
Astım kronik bir hastalık olduğu için, uzun süreli ilaç tedavisine gerek duyulur. Bu bir
bağımlılık değil, aksine hastanın şikayetlerini kontrol altına alabilmek için yapılan bir tedavi
şeklidir. Astım şikayetleri tamamen kontrol altına alındığında, bazı durumlarda hekimin
önerisiyle, sadece ihtiyaç halinde ilaç kullanımına geçilebilir. Bu durum da ilaçların bağımlılık
yapmadığının göstergesidir.
7. Astım ilaçları doğru kullanılmalı
İlaçlar doğru şekilde kullanılmadığında, alınan ilaç yeterince veya hiçbir şekilde akciğere
ulaşmaz ve hastanın şikayetleri kontrol altına alınamaz. Hasta şikayetlerinin geçmediğini
belirterek, sıklıkla hekime başvurur ya da şikayetleri kötüleşip acil başvurusu ile hastaneye
yatırılması gerekebilir. Ayrıca, ilaçtan fayda görmediği düşünülerek, hastaya bir başka ilaç
tedavisi eklenebilir, hasta gereksiz yere ilaç kullanmış olur. Bu nedenle hastanın hekime her
gelişinde, ilacını doğru kullanıp kullanmadığı sorgulanmalı, gerekirse ilacını muayene
esnasında kullandırarak, yanlışları tespit edilip hastaya doğrusu anlatılmalıdır.
8. Her astım hastasında alerji gelişmez
Astımın birçok tipi mevcut. Alerjik astım tipi, sıklıkla çocukluk çağında tanı konulan, kişinin
kendisinde ya da ailesinde egzama, alerjik burun akıntısı, yiyecek ya da ilaç alerjisi gibi
hastalık öyküsü bulunan hastalarda görülüyor. Bunun dışında alerjik olmayan astım, yetişkin
dönemde tanı konulan astım ve obezite ile ilişkili astım gibi durumlar alerjik olmayabilir.
9. Her astım hastasının alerji testi yaptırması gerekmez
Astım tanısında alerji testlerinin yeri yoktur. Bunun sebebi, alerji saptanan etkenin hastada
şikayetlere sebep olabileceğinin kesin olmamasıdır. Alerji testi, tedaviyle kontrol altına
alınamayan hastalarda farklı hastalıkların araştırılmasında ve başka tedavilere geçilip
geçilmeyeceğine karar verilmesinde gereklidir.

Sende Yorumla...
DİĞER HABERLER