Düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanılmasının başlıca yolu olan basın ve yayın özgürlüğü temel insan
haklarındandır. Bu hakların demokratik hukuk devletinde güvence altında olması esastır. Bu da
ülkemiz de Anayasa ile güvence altına alınmıştır.
Gazetecilerin suçlu oldukları kesinleşmeden gözaltına alınması halkın haber alma hakkının yok
sayılmasıdır. Herkes, bilgi edinme, haber alma, düşünceyi ifade ve serbest eleştiri hakkına sahiptir.
GAZTECİLER HEDEF GÖSTERİLMEMELİ
Ne iktidar ne de muhalefet partileri yaşadıkları siyasi gerilimlerinin hedefine gazetecileri
koymamalılar. Yaşanan her olayda gazeteciyi hedef göstererek sanki yaşananlarının tek suçlusu
gazeteci gibi açıklamalar yapılması kendi yanlışlarını kapatmak üzere kurgulanmış bir oyun haline
dönüşmektedir. İktidar ve muhalefet yanlısı diye gazeteler ayrıştırılmamalıdır. Artık bir an evvel
gazetecileri hedef göstermekten vazgeçilmelidir.
DEMOKRASİNİN GEREĞİ GÖREVİNİ YAPAN GAZETECİLER SUÇLU DEĞİLDİR
Gazeteciler görevlerini yaparken evrensel gazetecilik kurallarına uymak zorundalar. Gerçek
gazeteciler bunun bilinci ve sorumluluğu ile görevlerini yaparlar. Gazetecilerin haber yaparken
konunun tüm tarafları ile görüşerek halka gerçeği ulaştırması gazetecilik açısından vazgeçilmez bir ön
koşuldur.
Demokrasinin gereği olarak haber özgür dolaşmalı, insanlar habere sansürsüz ulaşmalıdır.
Gazetecilere haksız yere suçlu damgası vurulması, suçu kesinleşmeden suçlu ilan edilmesi,
tutuklanması ve halkın haber alma hakkının engellenmesi demokrasimizin geleceği açısından endişe
vericidir.
Basına getirilen yayın yasakları ve gazetecilere yönelik cezalandırmaların, özgürlüklerin kısıtlanması
anlamına geldiği unutulmamalıdır. Gazetecilik anayasal bir meslektir, görevi kamuoyunu
aydınlatmaktır. Yayın yasakları getirerek, habercileri hapse atarak siyasi baskılar yapılarak bir sonuç
elde edilemeyeceği en büyük gerçektir.